
Hayatın iniş çıkışları, zamanla şekillenen sevgiler ve beraber atlatılan fırtınalar…
Birbirini sonsuz sevmiş bir çift, yıllar sonra tekrar bir araya gelir ama bu sefer cennette.
Fakat kader, bir kez daha sürprizini saklamıştır. Adam, hayatını genç yaşta kaybetmiş, otuzlarında kalmıştır.
Kadın ise uzun yıllar yaşayıp ardından vefat etmiş, cennete geldiğinde artık seksenli yaşlarındadır.
Bedenleri farklı yaşlarda, kalpleri ise hâlâ aynı yerde atmaktadır.
Cennetin huzurlu bahçelerinde yeniden kavuşsalar da, aralarındaki bu zaman farkı, ilişkilerini sorgulamalarına neden olur.
Eskisi gibi olabilirler mi?
Birbirlerini yeniden tanıyabilecekler mi?
Yoksa aşk, sadece zamanla değil, aynı zamanda eşzamanlılıkla da mı var olur?
Bu dokunaklı hikâyede, aşkın zamanı aşabilme gücü, yaşlanmanın ötesinde bir bağ kurabilmenin mümkün olup olmadığı sorgulanır.
Ve asıl soru şudur:
Kalpler aynı yaşta atabiliyorsa, bedenler farklı olsa ne fark eder?