
Shu Yan, hayatı boyunca çevresindekiler için yaşamayı seçmiş, aşırı fedakâr bir kadındır.
Kendi ihtiyaçlarını, hayallerini ve hatta sınırlarını yok sayarak önce ailesi, sonra eşi ve kariyeri için her şeyi feda eder.
Ancak bu özveri, beklediği sevgi ve takdiri getirmez; aksine, ihmal, ihanet ve büyük kayıplarla sonuçlanır.
Hayatının bir noktası gelir ki Shu Yan, hem ailesini hem de kariyerini yitirir, ardında yalnızca hayal kırıklığı ve yorgunluk kalır.
Yıkımın eşiğinde, bir sabah gözlerini açtığında her şey değişir.
Adeta bir uyanış yaşar ve fark eder:
Hayatını yeniden inşa etmenin ve bu kez önce kendisini seçmenin zamanı gelmiştir.
Bu yolda karşısına Shen Weizhou çıkar.
Soğukkanlı ve mesafeli görünen bu adam, geçmişte Shu Yan’ın sessiz çığlıklarına tanık olmuş ve ona karşı derin bir anlayış geliştirmiştir.
Shen Weizhou’nun desteğiyle, Shu Yan hayatın her alanında yeniden ayağa kalkar.
Adım adım, hem sosyal statüsünü hem de özsaygısını geri kazanır.
Artık Shu Yan, sadece hayatta kalmakla yetinmeyecek;
Kendi kaderini yazacak ve geçmişin acılarını bir zafer hikâyesine dönüştürecektir.