Jom, Ping Nehri’nin kenarındaki tarihi bir evin yenilemesinden sorumlu bir mimardır. Bir gün, eski çizimlerle dolu bir ahşap sandık keşfeder. Çizimler, ona tanıdık bir şeyler çağrıştırmaktadır. İçerik oldukça ilgi çekicidir. Ancak Jom, onlarla ilgilenecek vakti olmadığını fark eder; Bangkok’a geri dönüp sevgilisini görmesi gerekmektedir. Yıllardır, sevgilisinin uzaklardan eğitimini tamamlayıp geri döneceği günü sabırla bekleyen Jom, sonunda onu başka biriyle nişanlanmış olarak bulur. Kalbi kırık bir şekilde, Jom kabul etmeyi öğrenir ve arabasını nehre sürer. Soğuk karanlıkta, Jom, suyun içinden taze frangipani çiçeklerinin tatlı kokusunu alır ve uzaklardan derin, nazik bir sesin net bir şekilde "Pho Jom" dediğini duyar. Jom, kendini 1920’lerin Chiang Mai’sinde uyanmış bulacaktır.