
Beş yüz yıllık inzivanın ardından kadim bir yetişimci olan Hua Zhaoyang, sonunda Göksel Âlem’e yükselir.
Ancak bu zaferin tam ortasında onu yıllardır içten içe kemiren bir gölge belirir: ezeli düşmanı Ye Tian.
Yüzleşme, savaşla değil, kaderle gelir.
Ye Tian’ın ruhu tamamen yok olmadan önce son bir arzu dile getirir Zhaoyang’ın, onun geçmişteki benliklerinden birini bulup içindeki kötülüğü silmesi.
Bu dileği yerine getirmeden Zhaoyang tam anlamıyla arınamayacak ve ruhani yükselişi tamamlanamayacaktır.
Zhaoyang, istemeyerek de olsa bu anlaşmayı kabul eder.
Böylece, ruhlar âleminden dünyaya tekrar iniş yaparak, Ye Tian’ın geçmişteki reenkarnasyonlarını aramaya başlar.
Her hayatta onu başka bir kimlikle, başka bir trajediyle karşısında bulur: bazen bir zalim savaş lordu, bazen bir terk edilmiş çocuk, bazen kendi korkularına yenik düşmüş bir âşık...
Her bir enkarnasyonda, Zhaoyang yalnızca Ye Tian’ın karanlığını dönüştürmeye çalışmaz; aynı zamanda affetmenin, kendini adamanın ve gerçek gücün ne demek olduğunu da öğrenir.