
Han Li, yoksul bir dağ köyünde sıradan bir hayat süren, gösterişsiz bir gençtir. Ne büyük hayalleri vardır ne de özel bir yeteneği... Ancak kader, bir gün onun karşısına küçük bir dövüş sanatları tarikatına katılma fırsatını çıkarır. Tarikata kabul edilmesi onun için bir dönüm noktası olur.
Başlangıçta ortalama seviyedeki yetenekleri nedeniyle göz ardı edilen Han Li, zamanla azmin, zekânın ve sabrın en büyük güç olduğunu herkese gösterir. Kendi yolunu çizmekte kararlı olan bu genç, dikkatle attığı her adımda planlı hareket ederek kendini yavaş yavaş geliştirir.
Yıllar süren sıkı çalışma, fedakârlık ve tehlikeli mücadelelerin ardından Han Li, ölümsüzlüğün kapılarını aralar. Onun hikâyesi, yetenekten çok kararlılığın ve inancın bir insanı nasıl zirveye taşıyabileceğinin çarpıcı bir örneğidir.