
Doğduğu günden itibaren “iblis” damgası yiyen Bai Xiaoying, insanların küçümseyici bakışları ve göklerin lanetiyle büyür. Babası uğradığı bir komplo sonucu öldürüldüğünde, Xiaoying’in tek arzusu intikam almak ve ölümsüzlüğe ulaşmaktır. Onun için ölümsüzlük, hem adalet hem de özgürlük demektir.
Kaderi ise onu beklenmedik şekilde Gece Tanrısı Ye Chenyuan ile bağlar. İlk başta birbirlerinden nefret eden, birbirine kelepçelenmiş gibi yaşamaya zorlanan ikili, zamanla göklerde dönen çok daha büyük bir oyunun parçası olduklarını keşfeder: Tanrılar âlemini karanlığa sürükleyecek bir komplo.
Bai Xiaoying, intikam hırsıyla yanarken Ye Chenyuan, karanlık ve ışık arasındaki ince çizgide yürüyen gizemli bir varlıktır. Aralarındaki bağ onları hem güçlendirir hem de zayıflatır. Xiaoying, babasının kan davası ile kalbinin yeni uyanan duyguları arasında sıkışırken, Ye Chenyuan da ilk kez bir ölümlünün uğruna fedakârlık yapmayı öğrenir.
Gerçek düşman ortaya çıktığında, ikili yalnızca tanrılara değil, kaderin kendisine karşı savaşmak zorunda kalır. Aşk, fedakârlık ve ölümsüzlük arasındaki seçim, onların göklerdeki geleceğini belirleyecektir.