İş dünyasında bir deha, güçlü bir adamla karşılaştığında, birbirinden farklı iki dünya bir araya gelir ve hikayeleri başlar.
Jun Qiluo, büyük bir ticaret ailesinin en büyük kızıdır ve yaşamı, hem zenginliğin hem de gizemli bir kimliğin izlerini taşır.
Dış dünyaya yansıyan kimliği, ailenin gayri meşru oğlu Jun Feifan’dır. Ailesi, onu toplumdan uzak tutarak erkek kılığına sokmuş ve onu ailenin kötü şöhretinden korumak için özel olarak yetiştirmiştir. Jun Qiluo, 20 yaşında Beixuan’a götürülür ve burada bambaşka bir hayatla karşılaşır.
Jun Qiluo, Beixuan’da pek çok zorlukla karşı karşıya gelir. İlk başlarda, yabancı bir diyarda, kimliği ve geçmişi yüzünden sürekli tehdit altında kalır.
Çevresindekiler, onun gerçek kimliğinden habersizdir ve casuslukla suçlayarak ona eziyet ederler. Ancak, Qiluo’nun içindeki gücü ve kararlılığı kimse fark edemez.
Birçok insan tarafından küçümsenmiş ve dışlanmış olsa da, Qiluo'nun stratejik zekâsı ve mücadele ruhu onu farklı bir noktaya taşır. Zorluklarla başa çıkarken, kendi yeteneklerini keşfeder ve bu, ona pek çok fırsat yaratır.
Bir gün, Jun Qiluo, ailesinin ve kendi yaşamını kurtarmak için kaçma fırsatı bulur.
Ancak tam da özgürlüğüne adım atarken, büyük bir ihanetle karşılaşır. Evinden uzak olduğu sırada, Beixuan’daki Prens, kayınbiraderi ve metresiyle gizlice anlaşarak, Jun Qiluo'nun ailesinin servetini ele geçirir. Aile, en güvendiği insanlar tarafından sırtından vurulmuş ve tüm servetini kaybetmiştir.
Jun Qiluo, yaşlanan babası, annesi (Erniang) ve iki küçük kız kardeşiyle birlikte, kaybolan aile servetini geri almak ve aile işlerini yeniden ayağa kaldırmak için büyük bir mücadelenin içine girer.
Bu süreçte, Qiluo sadece ailesini yeniden bir araya getirmekle kalmaz, aynı zamanda iş dünyasında kendine yeni bir kimlik oluşturur. Taktiksel zekâsı, liderlik vasıfları ve güçlü duruşuyla, hem ticari ilişkilerde hem de bireysel mücadelesinde hızla ilerler.
Aile işlerini yeniden kurmaya çalışırken, Jun Qiluo'nun karşısına çıkan engeller ve düşmanlar, onun yalnızca içsel gücünü değil, aynı zamanda stratejik düşünme yeteneğini de test eder.
Prens, kayınbiraderi ve metresiyle olan mücadelesi, yalnızca bir servet mücadelesi değil, aynı zamanda bir onur ve aileyi koruma savaşıdır. Jun Qiluo'nun azmi ve zekâsı, onu sadece eski gücüne kavuşturmakla kalmaz, aynı zamanda daha büyük bir güç haline getirir.
Ailesini koruma yolundaki mücadelesi, ona hem bireysel hem de toplumsal olarak büyük bir yer kazandırır.