"FC Soldout", futbolun sadece sportif değil, aynı zamanda ticari yönünü de eleştiren bir hikayeye sahip. Başlangıçta, kötü performans sergileyen futbol takımı artık izleyicileri etkilemiyor ve mali anlamda zor durumda.
Ancak, takımı satın alan ajans için futbol sadece bir eğlence aracı ve kâr kaynağıdır. Ajans, takımı bir iş kolu olarak görür ve imaj yönetimi ile bu durumu tersine çevirmeyi planlar.
Ajans, yalnızca fiziksel çekiciliği olan ve halk tarafından tanınan yüzleri olan oyuncuları seçer.
Bu oyuncuların futbol bilgisi ya da yetenekleri önemsizdir; önemli olan onların marka değeri, sosyal medya etkisi ve popülerlikleridir.
Böylece, futbolcular birer "marka"ya dönüşür, gerçek futbolculuk yeteneklerinden çok, yüzeysel özellikleri ön plana çıkar.
Bu durum, sporun doğasına ters düşer ve futbolun "gerçek" ruhunu ve sporculuk ahlakını sorgular.
Takım, adeta bir ticari ürün haline gelir, sadece kazanç elde etmeye yönelik bir araç olarak kullanılır.
Bu hikaye, günümüzün medya ve eğlence endüstrisinin spora bakışını ve onun ticarileştirilmesini derinlemesine irdeler.