
Tong Zhi, Guangzhou’da veterinerlik bölümünde okuyan son sınıf bir öğrencidir.
Dört yıl boyunca kalbinde sakladığı bir sırrı vardır: Taipei’den gelen peyzaj mimarlığı öğrencisi Gu Bin’e âşıktır. Ancak Tong Zhi, bu duygularını asla dile getirecek cesareti bulamamıştır.
Her duygusunu, her hayalini, her “keşke”sini birer mektuba döker ama hiçbirini gönderemez.
Zaman geçtikçe, bu mektuplar onun iç dünyasının aynasına dönüşür. Şimdi ise mezuniyet kapıdadır ve Tong Zhi için her şeyin sonu ya da belki de başlangıcı yakındır.
Ancak bir gün, beklenmedik bir şekilde bu mektuplardan biri yanlışlıkla postalanır.
Gu Bin mektubu okur, ancak içeriği yanlış anlar: Tong Zhi'nin aslında onun yakın arkadaşıyla ilgilendiğini sanır.
Bu yanlış anlaşılma, Tong Zhi’nin yıllarca içinde büyüttüğü aşkı daha da karmaşık hale getirir.
Ancak Tong Zhi yalnız değildir.
Gu Bin’in de açıklayamadığı, bastırdığı ve zamanında söyleyemediği kendi hisleri vardır.
Her biri kendi geçmişiyle, korkularıyla ve söyleyemedikleriyle yüzleşmek zorundadır.
Guangzhou ve Taipei arasında uzanan bu duygusal hikâye, iki farklı şehirde, iki farklı kalbin zamanla nasıl aynı duyguda buluşabileceğini anlatır.
Zaman, mekân ve kaderin iç içe geçtiği bu yolculukta, asıl soru şudur: “Zamanında söylenmeyen bir aşk, hâlâ filizlenebilir mi?”