
Soğukkanlı, duygusuz ve toplumdan kopuk bir genç kadın olan Ga Yeong, hayatını büyükannesinin sıkı gözetimi altında sürdürmüştür. Büyükannesinin sert ama koruyucu disiplini sayesinde, Ga Yeong’un derinlerde gizlenen psikopatik eğilimleri bastırılmış, kontrol altında tutulmuştur.
Ancak kaderin garip bir cilvesi, onun önüne gizemli bir lamba çıkarır. Lambayı eline aldığında bin yıllık uykusundan uyanan büyülü bir varlıkla, Cin ile karşılaşır. Cin ona üç dileğini gerçekleştirebileceğini vaat eder fakat bu, Ga Yeong’un dünyasında sessizliğin sonu, kaosun başlangıcı olacaktır.
Modern dünyaya adım atan Cin’in yaramaz büyüsü, Ga Yeong’un düzenli ve katı hayatını altüst eder. Bir yanda Cin’in büyüleyici enerjisi ve oyunbaz cazibesi, diğer yanda Ga Yeong’un buz gibi kalbi… İkili arasında tuhaf bir çekim doğar. Ancak bu çekim, gerçeğin ortaya çıkmasıyla paramparça olur: Cin aslında bir iblistir, hatta bizzat Şeytan’ın ta kendisi. Onun amacı, insanlığın yozlaşmaya ne kadar açık olduğunu kanıtlamaktır.
Bu hikâye, klasik “lamba içindeki cin” masalını ters yüz eden karanlık ve büyüleyici bir yeniden anlatım. Ga Yeong’un soğuk ve disiplinli dünyası, Cin’in baştan çıkarıcı enerjisiyle çarpıştığında ortaya yalnızca bir aşk değil; aynı zamanda kader, arzu ve insanlığın en karanlık sınavlarını sorgulayan bir yolculuk çıkar.