17 yaşındaki Elif, nadir görülen bir güneş alerjisi nedeniyle hayatını evinin gölgelerinde, perdelerin ardında sürdürmek zorunda kalır. Gündüzleri dışarıya adım atamaz; okula gitmez, arkadaşlarıyla vakit geçiremez. Onun dünyası, yalnızca kitaplar, müzik ve gitarıyla kurduğu hayal evreninden ibarettir. Bir gece, içindeki özgürlük arzusuna yenik düşerek gitarını alıp dışarı çıkar. Karanlığın huzurlu sessizliğinde şarkı söylerken, karşısına hayranlık duyduğu Deniz çıkar. Deniz, hayat dolu, neşeli ve özgür bir gençtir. Elif’in şarkısını duyunca büyülenir ve aralarında yavaş yavaş bir bağ kurulur. Ancak Elif, büyük bir sırrı saklamaktadır: Onun gündüzleri asla göremediği bir hayat vardır. Bu durumu Deniz’den gizledikçe ilişkilerinde gerginlik artar. Deniz, Elif’in neden gündüz ortadan kaybolduğunu, neden sırlarla çevrili yaşadığını merak etmeye başlar. Zamanla gizem, aşkın önüne geçmeye başlar. Elif, hem aşkın cesaretini hem de kendi kırılganlığını test eden en büyük seçimle karşı karşıya kalır: Gerçeği söyleyip onu kaybetme riskini almak mı, Yoksa saklanmaya devam ederek yavaş yavaş kendi mutluluğunu gölgelemek mi?