
Bunny, heykel sanatına gönül vermiş yetenekli bir güzel sanatlar öğrencisidir.
Ellerinden çıkan her eser, iç dünyasının yansıması gibidir—ince, derin ve duygulu.
Sıcakkanlı, nazik ve yardımsever biri olmasına rağmen, kendi değeri konusunda her zaman sessiz bir savaş vermektedir.
Bu özgüven eksikliğinin kaynağı ise, gençlik yıllarında yaşadığı ilk aşkın kalbinde bıraktığı derin yaradır.
Sevdiği kişi tarafından reddedilmek ya da ihmal edilmek, Bunny'nin kendini yetersiz görmesine neden olmuş, bir daha kolay kolay birine duygularını açamayacak kadar içine kapanmasına yol açmıştır.
Şimdi sanatla kendini ifade etmeye çalışırken, dışarıya gülümseyen yüzünün ardında geçmişin izleri saklıdır.
Heykellerinde en çok "eksik" parçaları işler; tamamlanmamış yüzler, yarım bırakılmış figürler, tıpkı kendi ruh hâli gibi…
Ancak belki de sanatın içinden gelen bu kırılganlık, Bunny'yi asıl özel kılan şeydir. Ve belki de bir gün, bu incelikli ruhu fark eden bir kişi çıkar karşısına—ona yalnızca güzel olduğunu değil, sevilebilir olduğunu da hatırlatacak biri.
“Bunny’nin hikâyesi, hem kendini hem de hayatı yeniden şekillendirme cesareti üzerine; kalbin kırık yerlerinden bile güzellik üretilebileceğini anlatan zarif bir anlatı.”